Nisan ayı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden başlayarak, ülkemizin hem iç hem de dış politikasının siyasiler tarafından toplumun talep ve beklentilerine kulak tıkayarak sürdürülmesi, gereken insani hassasiyetin gösterilmemesi uzun süredir Birleşik Kıbrıs Partisi Gençlik Meclisi olarak eleştirdiğimiz, gereken mecralara mesajlar gönderdiğimiz ve çözüm önerileri sunduğumuz bir dönemi beraberinde getirmiştir.
Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Ulusal Birlik Partisi’nin yıllar içerisinde kaybettiği ideolojik temeli, daha çok CTP-BG’in siyasi pozisyonun değişmesine, Merkeze hitap edebilme kaygısının Kıbrıs’ın kuzeyindeki yıllarca birbirlerine muhalif tutum sergileyen iki partinin bugün söylevde farklı fakat yöntemde ayni noktada buluşmalarına sebep olmuştur.
CTP-BG ve UBP Hükümeti’nin halka kendilerini icraat hükümeti olarak servis ederek üç ay içerisinde toplum adına en acil çalışmalar başlatılması gereken konularda, örneğin Devlet Hastahanelerinin ve Sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, Göç Yasası, Özel Sektörde Sendikalaşma, Toplu Taşımacılığın Geliştirilmesi, Döviz Kurlarına müdahale, Devlet okullarının ve eğitim sisteminin ülkemizin ihtiyaçları ve koşullarına göre yapılandırılması gibi pasif kalıp belirli mecralara yönelik yaptırımlarda bulunması şaşırtıcı değildir.Tüm bunlara ilaveten yeni hükümet geçtiğimiz günlerde ‘Büyük Su Projesi’nin’ hayata geçirilmesine göz yummuş, yaşam kaynaklarımızın, topraklarımızın mülkiyetini Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yönetimine bırakarak edilgenliklerini bir kez daha kanıtlamış oldu.
Bizlerin bu değerlendirmeleri yapmaktaki amacı ise geçtiğimiz günkü kabine değişikliğinde bakan olarak atanan isimlerin siyasi duruşunu ve niteliğini tartışmaktan ziyade, Başbakan Sayın Ömer Kalyoncu’nun konu ile ilgili basına verdiği demeçlerin samimiyetsizliğine tepki koymaktır.
‘Kabine’nin gençleştirilmesi’ adı altında parti içerisindeki kişisel iktidar savaşlarına ve AKP Hükümeti’nin adamız üzerindeki gelecekteki yaptırımlarını kolaylaştırmaya yönelik atılan bu adıma kılıf uydurulmaktadır. ‘Halk’ için ve ‘Toplum’ için siyaset, parti bünyesindeki kişilerin yaşına, cinsiyetine ve ırkına bakılmaksızın bir göreve uygun görülebilmesi için ‘en nitelikli’ olması öngörülmelidir.Yıllardır keyfi bir şekilde yapılan kabine değişimi bugün özellikle eğitimde karşılaştığımız istikrarsızlığın en büyük sebebidir.
CTP-BG’in 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir insanın cinsiyeti üzerinden avantaj sağlamaya çalışmasının başarısızlığı üzerinden çok geçmemişken bir kez daha parti çıkarları için ılımlı pozitif ayrımcılık algısı yaratmaya çalışması ise ağır bir tutumdur.
Birleşik Kıbrıs Partisi Gençlik Meclisi olarak gençleri ve kadını rant sağlamak adına siyasi malzeme yapmayı alışkanlık haline getirmiş , sembolleştirmekten kaçınmayan tüm zihniyetlerin karşısında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Demokratik karar mekanizması ve çoğulcu yapısı olduğunu savunan başta siyasi partiler olmak üzere tüm organların tutarlılıklarını sorgulaması ve bunu halkına yüzü dönük olarak yapabilmenin bir zaaf değil aksine bir erdem olduğunu benimsemesi gerektiği kanaatindeyiz.
BKP Gençlik Meclisi olarak bizler eleştiriyi ve farkındalığı bir diğer noktaya taşıyıp eylemleştirmemiz gerektiğinin aciliyetine bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü gelecek sadece ve sadece bugünü yaşayanlarındır.
Gülşen Erçin
Birleşik Kıbrıs Partisi Gençlik Meclisi
Dışilişkiler Sekreteri