Birleşik Kıbrıs Partisi Genel Sekreteri Salih Sonüstün, Pandeminin ekonomik yansımalarının her gün büyüyerek geniş halk kitlelerini dibe doğru çektiğini belirterek, Aralık 2019 sonu itibari ile Çin merkezli sonra sırasıyla İran ve İtalya üzerinden diğer Avrupa ülkelerine ve dünyaya yayılan, Mart 2020 itibari ile ülkemizi saran salgın ve onun getirdiği ekonomik bunalımın başta emekli ve küçük esnaf olmak üzere geniş halk kesimlerinin yasam kalitesini dibe vurmasına neden olduğunu belirtti.
Sonüstün, “Hükûmet aldığı sözde ekonomik tedbirlerle büyük sermaye kesiminin çıkarlarını korurken, sabit gelirli ve küçük esnafı açlığa itmiştir. Süpermarket, Benzinci ve Eczaneler harici tüm sektörlerin çalışamaz olması, evine ekmek götürme gayretinde olan çalışanların ve emeklilerin ekonomik çöküşlerinin da başlangıcı olmuştur” diyen Sonüstün, gıda ithalatçıları ve toptancıları ve süpermarketlerin krizi fırsata çevirip, tüketim mallarına fahiş fiyat uygulamalarına göz yumulmasının çok zor yasam koşulları ile geçinmeye çalışan issiz ve aşsız insanların, ekonomik olarak bunalımına bunalım kattığını dile getirdi.
Ekonomisi üretimden kopuk sadece kumar turizmi ve paralı eğitim üzerine kurgulanan bu sağlıksız ekonomik yapının salgınla birlikte bacaklarının kırılmasına ve paket programlarla yönetilmeye çalışılan ekonominin de çökmesine neden olduğuna dikkat çeken Sonüstün, Acil olarak atılması gereken adımlar olduğunun altını çizdi.
Kıbrıs sorununa acil çözüm bulunması için tüm katmanların zorlanması ve uluslararası denetime acık demokratik bir yapının Birleşik Federal bir Kıbrıs zeminine ulaşması bu bağlamda uluslararası kimliği ve uluslararası tanınmışlığı ile dünyayla bütünleşmesi için cabaların hızlandırılmasının şart olduğuna vurgu yapan Sonüstün, “Her şeyden önce Kıbrıs’ın kuzeyindeki yapay ve talimatlarla yönetilen ekonomik programlardan vazgeçilip ithalata, hazırcılığa dayalı ekonomi değil, üretimin esas alındığı bir ekonomik yapının desteklenerek hayata geçirilmesi şarttır” dedi.
Sonüstün, “ Nüfusumuzun saklanmadan açıklanması ve ekonominin nüfusa göre planlanıp programlandırılması, stabil bir para birimi ile stabil bir ekonomiye ulaşılması gerekir. Hükûmet edenlerin vergi adaletini sağlayarak sadece çalışanlardan değil büyük sermayeden de vergi almaya becerisini göstermesi ve siyasi rant kapısı olan harcamalardan vazgeçip tasarrufa en tepeden başlaması gerekir” diyerek, kumara dayalı turizmden ve ticarete dayalı eğitimden vazgeçilip uluslararası kalitede gerçek eğitim ve turizmin yollarının bulunması. Kuzey Kıbrıs adının, kara para aklanma ile kirletilmesinin önüne geçilmesinin şart olduğuna vurgu yaptı.